12 Eylül 2016 Pazartesi

İçeriksiz Başlık ile Yarımca

Yazıya olan boyun borcumun hesap kesim tarihi dün gün batımında gömüldü, yazarkasa güldürmedi öldürdü...
Hesap verilme yazında insanoğlu çokça ölümle sınandı... Kayıplar hafıza kaybedecek kadar kazındı deriye...

Gül yüzlü, inceden ayarların fermuarını çekti bolca konuşan kadın ağzına... Kadın bu kez susup çokça utandı...

Galata'dan uçan güvercinler sokağın kandillerine konarak zat-ı kanatlarının uçmaklığını feda etmekle iştigal haldeyken emekliler çalışmaya revan oldu. O esnada fonda acılı bir kemane sesi avuç içlerini yırttı... Ve edilen bir temenniye akşam kehanetlerinde meczubun teki "amin el fatiha" diye dua etti.

Bize bu kadarı yetiyor muydu? -Mevlid okutsak?!

Buralarda iyice esnaf kafasına girdik. Kuru pilavla yetinmeye az kala öyle bakmayın her şey yıkılır.

Şalvarlı ergen banketlerdeki çiçeklerle sevgili avutma viraneliğinde geçmişe yanmaya derviş gibi hazırlanmakta...

İntihar eden yazar her satırında hâlâ ölümü küçümsemekte... Ölümse abdal sabrıyla durmaklıkta... Ve elleri her daim soğuk...

Ayyyy diye bağırsa kurbanlık arayan babanın bağır deliği tütmekte. Ve kaldırım kadını saç diplerini kaşımakta.

İçim umutla, dilim yasla yaşamakta...

Haksızlık sarı çizmeleri çekip sigara izmaritlerini toplarken geleceğin kavurucu kaygısına mide bulantısı çekmekte... Gidip de müptela olma derdinde...

Anlatılan bir kadın ikice erkek, biraz baba derdi, biraz evlât ezmesi... Nihayet bol acılı kuru ve az pilav...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder