18 Şubat 2016 Perşembe

Mektuplar ve Pullar

elim yorgun, zihnim kırık...
"you are my shining star" yazılı saman kağıtlı defter, kokulu sabunun yanında.

bir yanda yeni doğumlar - hayat mücadelesi - bir yanda yeni ölümler. kana susamış yeraltı canavarı toprağı delip beş duyulu canlıları yutmakta... tek bir an bile duraksamıyor...

evet, evreni paylaştığımız başka canlılar da var, bunu her akşam izlemekte, duymakta benim insanım.

akşamlar ne vakit ürkütücü, güneş ne vakit ışık vermez oluyor.

sırtımızdan yukarı bir sızı yürüyor ensemize doğru ve kimse bizim iki büklüm değil, kaça katlandığımızı görmüyor.

söylesenize zamandan ve kişiden münezzeh olabilir miyiz? ne? eylem mi kalmaz? eylemlesek de eylemsizleşmedik mi?

söyleyin, boğazım kuruyor tükürükle ıslatın...

pulbiber tadında zamanlar, hani şu sahtesinden yediğinizde ağzınızı, burnunuzu, midenizi yakan cinsten.

kollarım ve bacaklarım yerçekiminin aşağısında, başım göğe doğru. saçlarım rüzgârda, gözlerim kupkuru. kalp atmıyor, beyin duyumsuyor. havayı soluyamıyorum, suyu içemiyorum. ayak tabanlarım artık kendi turuncu renginde değil, kızıla boyalı. saçlarım ağarıyor ve savaş çanları şeklinde kesiliyor. tırnaklarım eğriliyor ve sararıyor. 

bu ölü tanımı mıdır? adam, diyor ki: "tanımlardan ve izahtan daha soyutum şimdilerde." 

bu sözler geride kalan ölülerden giden ölülere bir haykırış oluyor...

vücut morarıyor.
nefes daralıyor.
kalp sıkışıyor.
sol kol ağrıyor.
ve
ve
ve
ve, merhaba yeni ölüm...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder