9 Nisan 2015 Perşembe

Bil-Bul Oyunları


çölden, ormana çıktı şu iki gündür ayaklarım… tırnaklarımın arası ağaç dallarıyla doldu… yaprakları aralarken kaybettim vahaları… “ben bu değilim, bizim nefesimiz çöldü” derken çöllük olmuş ormanlar… en çok yazın duyulur çocuk sesleri… sesleri kısamamaktayım, dizlerimdeki yaralar geçmiş baktığımda… 
tekrar bana bağışlanman ne mümkün derken, bulurum kenarımda akan ırmağı…
attığım kement gevşek gevşek gülerken dudak kenarlarımda ellerim kanamış ipi sıkmaktan… kulaklarımda yavşak bir erkek sesi şarkı mırıldanmakta… geç bunları geciktik biz birbirimize diye karşı çıkmaya çalışırken ona, yutkundum sana dair öğütülmüş boyunları…
bahar gelmiş kışı silmek istercesine, biz çok uzun kışlar geçirdik seninle… kış uzamakta hala bileklerde… gözlerim çökmüş, bugün bir arabanın dikiz aynasında kendimi lime lime ederken gördüm… bakışlarım taş, kirpiklerim eriyik bir su olmuş… 
dalları aralasan elimde bir kitap “Ormanda Ölüm Yokmuş” diyeceğim sana… tutmaklık hakim bende sana dair… hep sevişmek ister gibi bakışlar, ürkekleşmiş… biz n’aptık böyle birbirimize?
atlar koşuları koşmaktan yorulmuş, en sevişgen halleriyle yığılmışlar samanlara… atlar en sevişgen hayvanlar, baykuşlar en durgun kakışlarda…
ben senin beklediğin duraklarda dur olmuşum… sana dair olan rüzgarlı bayırım üzerindeki tüm çizgileri silmiş yeni çizgilere hazırlanmış… sen vardın ya bir zamanlar, tekrar bağışlan bana diye bağırmaktayım o yokuşun başından…
uyanmıyorsun, toz uyanıyor, bulut uyanıyor, sen uyanmıyorsun… öğlen uykusu ağırdır canımın içi… gözlerin kaldıramaz bu denli tozu… toz duman bayırın en kesif yeri… kalk bul beni…
iskambil kağıtları as’ız kalmışçasına jokerli… her yeri yedekler istiflemiş… çok az yer kaldı bize… bizlik ayırdım iki şilte… bizim yurdumuz değil buralar, barınamamamız şaşırtmamalı süvarileri… göçebe bizi, yalıtık sizler anlayamazsınız…
dilim fazla maruz kalmış ki sensiz kelamlara kanlı baktığımda…
ipince bir sabırla yazamadıklarım kaçtı yine en derinlerime, bir tek sen, bir tek sen, bir tek sen, tek sen, tek sen, tek sen, sen sen sen sen sen… çıkarabilirsin o derinden beni… 
kalk bul beni…
bilmiyor onlar beni…
bir tek sen beni… bil isterim senli beni… bil ve bul…

19 Mart 2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder