9 Nisan 2015 Perşembe

Toz Canavarı...



cama dayadın başını dikdörtgen kutunun en son camına… kafanda bomboş düşünceler belki de… yeni aşklar filizleniyor sevgilim etrafımda onlar yeşerirken ben daha çok sararıyorum. sarı mı bizim rengimiz? desene çöl nasıl yeşil olur. bırak onlar yeşerirken biz daha da sararalım. çölümüz de yiyelim bu akşam yemeğimizi… küçük lokmalar olsun benim ağzımda döndürüp durduğum, büyük bakışlar olsun senin rüzgardan kıstığın gözlerinde… oturup konuşalım yemek ardında kelimelerle oynayalım yine, kızalım gülelim…. oturup susalım…
öfkem çıksın saklandığı sayfa aralarından sonra başlasın sessiz öfke savaşı…
sen bak bana inceden ama derinden kaçamak bakışlarla… ben bakmayayım benim yerime dost baksın anlatsın bakışlarını…
çölün buz sıcağını havanın katı ve boz rengi bozsun… boğazımız dolsun kurşun tadıyla, otomobiller çekilsin vahalara biz kalakalalım çölün orta yerinde. trenler kalksın yine adımızı duyduğumuzda.
Geceler bulanık, biz iyi değiliz…

29 Kasım 2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder