15 Mayıs 2015 Cuma

Adım Çıkmış Mahallede...

Derdim devrimleri yıkmak değildir, aksine sağaltmak...

Devrimler de yavaş olur, dedi güneşin başağı bu akşam ona senden bahsederken, sendeki sığınamamayı anlatırken...

Yetinmemeliyiz, ne ile yetinelim bize verilen ne kadar tohumu filizlendirelim?..

Bu gece bir fena içim... Bakamıyor, göremiyor hem de bakıp ve görürken... Adım çıktı mahallede ketenden bozma gömlekteki toprak parçalarını ararken... Köşe başından çıkan kıvırcık gibi boşaldı içim... Hem de kahkaha atarken... Rüyalara inansam seni oracıkta bırakmam lazım... Boynum sökülüyor bunu hissettiğimde...

Ben şunu demek isterim ki ben bir rengim evet kibritler çakıldığında yanan renk kadar turuncuyum... Maviye kıydırmış bir turunculuktan söz ediyorum...

Ama yorulmadan hep dillerim "ben burdayım" diyor ki pulbiber tadında yansa da hep...

Yüksekçe bir balkonda oturmuş şimdi içimi serpme bozukluğun sağlıksız içeriğiyle yıkarken saçlarım kazınıyor...

Yağmur yağsa da yürüsem diyorum, o da yağmıyor. Yaz gelmişti değil mi?

Çay soğumaya meyillidir, ben gitmeye...

Devrimi tutmamış bu eller yaşamaya meyyal... Ne de olsa gece leyla, gece leylak, gece saçlar kadar kara... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder