12 Mayıs 2015 Salı

Demli Duyuru

Kıyamet gibi sözler yığılmasın, dedi, bu dilim her zaman. Fazla da bir şey beklemedim, sevdiğini söyleyenlerden...

Hesap sormak değil derdim, hesap sorulması her haksız davanın ardından canımın kanırtılması...

"Daha kötüsünü de gördüm" dediğinde anladım çekingen görüntünün ardına gizlenen kırılganlığını... Renklerden konuşalım, rengini anlatayım mesela sana... Sağ gözünün altındaki kabarmış damarın gittiği yolu izleyeyim parmaklarımla...

Hayat bildiğini okurken, biz kitapların sayfasını okuyalım.
Kucaklamaya hasret bu kadın...
Mutfağın yolları kör, tut ellerimden ki beni kavuştur tezgâhıma... Kadınlık kokan bu istekler ne denli avuçlarında bunu ne denli bilirsin bilemem, ama gömlekler ibadetim...

Kokun varsa ki varmış bugün duydum çekeyim burun deliklerim yanana kadar... Piyasada yan çizenler, soldurup atanlar bereketine bedava... Onlarla harcanmayalım...

Akışta batmayalım...

Ey kadın (kendime dipnotumdur), kime bu serzenişin, tutkun, arzun, içtenliğin, demliğin, sevişin, sevişmen, deliliğin, ruhun...

Benim bu yalnızlıkta ne işim var... Gelmen gereken yol cebinde...

Gerek yok kutsanmaya, sır tankla dayanırken sokağa...

Yani demem şu ki "yok bir gece bu, sabah kalkıp aşktan konuşacağız"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder